“Bakarak değil hissederek görmeyi öğreten Bilge Civelekoğlu Friedlaender Anısına”
Zamanın o engin ve dipsiz lacivertinde, şu anımdan oldukça uzaklara doğru süzülen anılara yeniden erişme çabasıyla yazıyorum. Senin, en derinlerime işleyen aydınlık ve keyifli bir rüzgâr gibi hayatıma hızlıca dokunup, ardında asla silinmeyecek izler bırakarak geçip gittiğin yıllara ve anılara erişme çabası bu. Isabel Allende’nin benzetmesiyle bir nevi el yordamıyla yazıyorum.